Gediz Mutlu Sonlu Masöz Buse Hanım
Gediz Mutlu Sonlu Masöz
Öperken ve yalarken titremelerini duyumsadım. Onun egemenliğini ele geçirmek kolaydı. “İkimiz de özgürüz, biz de egemeniz,” dedi bir noktadan sonra ” nasıl birbirimize boyun eğeceğiz?”. “İki egemen güç birleşecekler ve doyuma ulaşacaklar,” diye yanıtladım. Keskin vuruşlarla hızlandım ve olağanüstü olarak, hiçbir erkeğin bana vermeyi beceremediği o Gediz Mutlu Sonlu Masöz zevki, yalnızca benim kendi kendime verebildiğimin farkına vardım. Her yerimde kasılmalar vardı. Organımda, bacaklarımda, kollarımda, hatta hatta yüzümde… Bedenim bayram yerine dönmüştü, eğleniyordu. Kazağını çıkardı ve yakıcı, çıplak ve kıllı göğ‐ sünün benim beyaz ve duru göğsümle buluşmasını hissettim.
Saçlarımı o görkemli yeni buluşun üzerinde gezdirdim, tümüyle benim olması için iki elimle birden okşamaya başladım. Sonra üzerinden indim, bana, “Yalnızca tek bir parmağınla dokun!” dedi. Afallayarak dediğini yaptım ve çeşmesinden yaşlar dök‐ mekte bulunduğunu görmüş oldum. Hiçbir zorlama olmadan, kendili‐ ğinden ağzımı yaklaştırdım ve bugüne dek hiç tatmadığım kadar leziz ve tatlı gelen sperminin tadına baktım. Birkaç saniye için beni kucakladı ve o an bana sonsuzluk gibi geldi ve her şeyin orada benimle beraber olduğunu san‐ dım. Sonra başımı nazikçe koltuğa yasladı, ben hâlâ çırılçıp‐ lak. Büzülmüş ve ay ışığının aydınlığındayken.
Gediz Mutlu Sonlu Masöz
Gözlerim kapalıydı fakat gözlerinin benim üzerimde ol‐ duğunu hissediyordum. O denli uzun bir süre bedenime bakmasının doğru olmayacağını; adamların, senin bedeninle hiçbir vakit, bütünüyle yetinemeyeceklerini, onu okşamak ve öpmenin ötesinde, zihinlerine kazımak ve tekrar hiç silinmemek istediklerini düşündüm. Uyuklayan ve hareketsiz bedenimi seyrederken neler hissediyor olabileceğini düşündüm. Benim için yalnızca bakmak kafi değildi, algı‐ lamak da önemliydi ve ben bu gece onu idraklamıştım.
Pantolonunu düğmelerken, çakmağını bulamadığı için homur‐ danmasını duyduğumda gülmemi zor tuttum ve gözlerim hâlâ kapalı ve çatallaşmış sesimle, gömleğini arka koltuğa fır‐ latırken çakmağının havada uçuşunu görmüş olduğumü söyledim. Bana bir anlığına bakmakla yetindi ve pencereyi açarak daha önce hissetmediğim soğuğun içeriye dolmasına sebep oldu. Sonra, uzun devam eden bir sessizlikten sonra, sigarasının du‐ manını liflerken, “Tüm yaşamım süresince hiç bu şekilde bir şey yaşamamıştım.” dedi.