Gediz Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Gediz Mutlu Sonlu Masöz

Wolf yüzünde hakarete uğramışlığın kırmızılığıyla Scarlet’ın gözlerine baktı ve kızı, kendisine gülümseyerek bakarken buldu. “Takılıyorum,” dedi Scarlet, özür dilercesine sırıtarak. “ilişkin tarafı birazcık farklı dişlerin var. En azından, o dövüştüğün adamınki şeklinde kafatasına ekilmiş değiller.” Kısa bir an aldı ama sonucunda Wolf’un utangaçlığı Gediz Mutlu Sonlu Masöz yavaşça eridi ve yüzündeki ifade yumuşamaya başladı. Dudakları yeniden kıvrıldı fakat bu seferki, yürekten bir gülümseme değildi. Scarlet ayağının ucunu onun ayakkabısına değdirdi. “Tamam, şimdilik bu gülüşü de kabullenebilirim. Yakında bir dere mi var demiştin?”

Sohbetin sonucunda değişmesine minnettar görünen Wolf, Scarlet’ın yanından uzaklaştı. “Bir göl…” dedi. “Kokusunu alabiliyorum.” Scarlet gözlerini kısarak Wolf’un işaret etmiş olduğu yöne doğru baktı ama bir sürü ağaçtan başka bir şey göremedi. “Niye ala-mayasın ki?” dedi, nebat örtüsünün arasından ilerleyen Wolf’u takip ederken. Ve Wolf haklıydı. Gerçi buldukları şey, bir gölden ziyade, minik bir dereyle beslenen bir gölcük sayılırdı. Çimenler, taşa dönüştü. Taş örtüsü, suyun altına doğru uzanıyordu. Kıyıdaki ağaçlardan bazılarının dalları, suya uzanmak istermiş gibi gölün üstüne doğru sarkmıştı. Kollarını kıvıran Scarlet yüzünü bir parça su serpti ve avuç avuç yudumladı. Ne kadar susadığını ancak şimdi suya doyamıyorken fark edebilmişti.

Gediz Mutlu Sonlu Masöz

Wolf elini suya sokarak saçlarını ıslatmakla ve sanki ufak yolculukları esnasında fazla uysallaşmışlar benzer biçimde, saç tutamlarını bir o yana bir bu yana dağıtmakla meşgul oldu. Scarlet kendine gelmiş bir hâlde oturdu ve Wolf’a doğru baktı. “Buna inanamıyorum.” Wolf kızın gözlerine baktı. “Parmakların sabit duruyor,” dedi Scarlet, Wolf’un bir dizine dayadığı eline doğru işaret ederek. Scarlet’ın bakışından hastalık duymuş benzer biçimde, Wolf’un parmakları  anında bir yumruk hâlini aldı. “belki de orman havası sana iyi gelmiştir.” Wolf kızın bu söylemiş olduği üstüne düşünür şeklinde göründü.

Elindeki mataranın kapağını kapatıp çantasına atarken, alnı kırışıktı. “belki de,” dedi, sonrasında ekledi, “yiyeceğimiz var mı?” “Hayır. Bulduklarımızla yetinmek zorunda   kalabileceğimiz   aklıma   hiç   gelmemişti.” Scarlet güldü. “Ben de temiz havanın, üzerinde mucizevî bir tesiri bulunduğunu sanmıştım, meğerse senin kan şekerin düşmüş. Haydi o vakit, bir ihtimal yaban çileği falan buluruz.” Scarlet ayağa doğrulmaya davrandığı anda, gölün öteki yanından vaklama sesleri işitti. Yarım düzine ördek suya dalmış, başlarını suya yerleştirip çıkartıyordu. Scarlet dudağını ısırdı. “ya da… Şunlardan birini yakalayabilir misin dersin?” Gözlerini ördeklere çeviren Wolf’un dudakları, cüretkâr bir sırıtışla aralandı.